VATAN BİZDEN 19 MAYIS RUHU VE İRADESİ İSTİYOR!..

VATAN BİZDEN 19 MAYIS RUHU VE İRADESİ İSTİYOR!..

Defalarca ikaz edildiği halde, derslere ilgisizliği devam eden, sınavlarını ciddiye almayan ve başarısızlığını haylazlıklarıyla kapatmaya çalışan bir öğrencim vardı.  

Bir gün ona “Bir hedefin olmalı, büyük, küçük fark etmez. O hedef için, yapabileceğin en kolay işten başla… Kendini önemse ve iyi bir dinleyici ol.” dedim. Çünkü başarının temelinde sorumluluk duygusu ve özgüven vardır.

Öğretmenliğim boyunca öğrencilerime hep aynı mesajı verdim. “Hedef belirlemek, bilgilenmek ve umut etmek sizi başarıya götürür.” 

Sorumluluklarının idrakinde ve kabiliyetlerinin farkında olan insanlar ancak gelişim gösterebilir. Cesur kararlar alabilir.

Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktığında Anadolu uzun savaşlardan çıkmış, yorgun ve moralsizdi.  Türk milleti ne zaman ki tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı, toprağına, bağımsızlığına ve manevi değerlerine sahip çıkmak adına ortak bir irade ortaya koydu. Milli Mücadele bu gücün, ülkünün ve ortak iradenin neticesidir. 

Atatürk Nutuk’ta, “Ben Samsun’a çıktığım gün elimde maddi hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk milletinin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben bu kutsal kuvvete ve Türk milletine güvenerek başladım.”der.

Tek bir gemi, tek bir adam “Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir memleketi kurtarır!” ilkesiyle, Türk’ün iradesine güvenerek yola çıkmıştı. 

Türk Milleti 19 Mayıs 1919 tarihinde, inancı, aklı, cesareti ve özgürlük ruhu sayesinde bir öğretmenin gösterdiği istikamete hiç tereddüt etmeden  irade koymuş bir millettir.

Her türlü başarının ve gücün sırrı, milletin kendisi; bağımsız ve büyük millet olma arzusudur.

Atatürk’ün Türk Milletine öğrettiği en güzel ve en değerli şey, hiçbir gücün yıkamayacağı; Türk Milliyetçiliği ve milli olma ülküsüdür. 

Bu ülkü ve 19 Mayıs ruhu sayesinde; cehaletle verdiğimiz mücadeleyi kazandık, önümüze dikilen batı engellerini yıktık

“Bir ulusun azim ve iradesi kırılmadıkça o ulusa hakim olmanın olanağı yoktur.” 

Bugün o özgüvenimizi kaybettik. Ülke olarak en büyük sorunumuz; ortak meselelerimiz konusunda milli bir duruş ve irade ortaya koyamıyor olmamızdır.  

Öyle ya ülkü sahibi olmak kişiye sorumluluk yükler. 

Bizse, irademizi menfaatlerimize, ülkümüzü heveslerimize teslim etmiş durumdayız.

Sorumluluklarının bilincinde olamayan, sınıfın haylaz çocukları gibiyiz.

Atatürk gibi ileriyi görebilen, başarının yolunu gösteren bir öğretmene sahipken üstelik.

Siyasetçisinden iş adamına, eğitimcisinden sanatçısına kadar hepimizin yapacağı tek şey, başöğretmenimizin sözlerine kulak vermek.  

Vatan dün olduğu gibi bugün de her birimizden, milletin birliği, devletin varlığı ve kültür değerlerimizin devamlılığı için sorumluluk almamızı istiyor. 

Yapabileceğimiz en kolay şeyden başlayalım. 19 Mayıs ruhunu hissederek, “tam bağımsızlık” nasıl olur düşünelim.

Yoksa!

Aklını, iradesini ve milli hissiyatlarını kaybetmiş toplumlar gibi, hangi eylem ve seçimlerde bulunacağımızı bilemez, neyin iyi, neyin kötü olduğunu algılayamayız. 

O vakit de, kötü gidişattan ve yaşadıklarından kimsenin şikâyet etmeye hakkı olmaz.

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

sixteen − 8 =