KILIKTAN KILIĞA GİREN SİYASET, KENDİNİ SAKLAYAN CEHALET!

KILIKTAN KILIĞA GİREN SİYASET, KENDİNİ SAKLAYAN CEHALET!

Ne kadar saklanırsa saklansın cehaletin de, tıpkı gerçeklerin ortaya çıkması gibi, ortaya çıkma huyu vardır. Bazen bir söylemle bazen de bir eylemle kendini ele veriyor.

Bir gün bir hastanenin başhekim yardımcısının söyleminde, bir gün bir siyasi partinin işleyişinde, bir gün bir gazetecinin keleminde…

Çoğu zaman makamlarının arkasına saklansalar, bulundukları konum ve duvarlarına astıkları diploma nedeniyle cahil sınıfına konulmasalar da bazı insanlar, ortaya koydukları fikir ve eylemleri ile cehaletlerini açık ederler.

Biz yine de, cehaletlerinin farkında olamayanlara, kendilerini tanımaları için yardımcı olalım.

Cehalet nedir? Hangi durum ve düşünceler cehaletin belirtisidir?  

Cehalet, inatla yanlışı sürdürür…  

Cehalet, mesuliyet ve kul hakkı tanımaz.  Vefa, liyakat ve dürüstlük kavramlarını bilmez.  

Cehalet, ben duygusu ile hareket eder ve  menfaatini önceler.  

Cehalet, umut tacirliği yapar.  

Cehalet, her şeyi kendinin bildiğini zanneder.  

Cehalet, hatasından ders almayı bilmez. Dolayısıyla tarihi tekerrür ettirir. 

Cehalet, kendinden bahsetmeyi çok sever.   

Cehalet, din ve milliyet üzerinden geliştirdiği sözde başarı hikâyeleri ile çevresinde hayranlık uyandırmaya çalışır.  

Cehalet, kendi görüşüne destek vermeyenleri “hain” ilan eder.  

Cehalet, kendine ait eylemleri ve düşünceleri başkasına aitmiş gibi göstererek, sorumluluklarından kaçar.

Cehalet özgürlüğü ve demokrasiyi sevmez, sever gibi yapar. 

VE Cehalet, asla soru sordurmaz. Sorulara da cevap vermez.

Cehaletin hiçbir konuda iddiası ve ideali yoktur. Duruma göre model değiştirir….Bir çok yüzü ve kılığı vardır.

Kendilerini toplum önderi, aydın ve iyi siyasetçi ilan edenler; buyurun bakalım bu tanımlar çerçevesinde söylem ve eylemlerinizi sorgulayın.

  “Cehaletin bir makamının olmasından daha kötü bir şey olamaz.”   

Toplumun sağlıklı seçimler yapabilmesi ve kendi kaderini tayin edebilmesi için özgür bir ortamda, doğru bilgilenmesi gerekir. Bu misyonu üslenmesi gerekenlerin,insanları toplum değerleri üzerinden kandırılarak kendilerine taraftar yapmaya çalışması tehlikeli bir cehalettir! 

Kendi içlerinde aklın ve eleştirel düşüncenin sorgulayıcı sesini susturanlar,

eleştirel düşüncede olanları düşman ilan edilip dışlayanlar,

halkı, akıldan ve vicdandan uzak bir algı yönetimi ile umutsuzluk sarmalına sokanlar

en karanlık cehaletin sahipleridir.

Hâlbuki doğru bilgilenme ve özgür ifade demokrasi demektir. Demokrasi olmadan ne ülke aydınlanmasından ne de iyi bir siyasi yapılanmadan bahsedebiliriz.  

Bugün hala yaşatılmaya çalışılan cehalet ortamlarını ve bu ortamlardan beslenen kişileri açıkça ifade edebildiğimiz ve de onlara mesafe koyabildiğimiz gün ancak yüzümüzü aydınlığa çevirebiliriz.   

Ey Millet!  

Gözünü aç, aklını aç, vicdanını aç. 

Cehalet, bir gün başhekim yardımcısı olarak, bir gün siyasi bir kimlik olarak, bir gün bir gazeteci olarak, kılıktan kılığa girip, seni sen olmaktan çıkarmaya çalışıyor. Onların heveslerine ve cehaletine teslim olma.  

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 × 4 =