Hatay’ın Belen, Arsuz ve İskenderun ilçelerinde meydana gelen yangın hepimizde büyük bir endişe ve üzüntü yarattı.

Farklı noktalarla başlayan yangın, sabotaj ve terör şüphesini doğrular nitelikteydi.

Kısa bir süre sonra da, Terör örgütü PKK’ya bağlı olup, kendilerine “Ateşin Çocukları İnisiyatifi” veren PKK’nın orman yakma timi yangını üslendi.

Planlı olarak yapılan ve geniş bir alanı kapsayan bu yangının PKK tarafından üslenilmesi o bölgede tehlikenin bittiği ve yangınların söndüğü anlamına gelmez.

Devletin terörle mücadele alanı oldukça büyük.

Türkiye’yi yakıp yıkmak, bölüp parçalamak isteyenler bunu her seferinde, farklı yöntemlerle yeniden deniyorlar, deneyeceklerdir. Daha büyük felaketleri önlememiz için bir an evvel Hatay’da güvenli bir ortam oluşturmamız, terörün gizli destekçilerini açığa çıkarmamız, teröristlere yaşam alanı olacak ortamları yok etmemiz gerekiyor.

Acil yapılacaklar;

Terör örgütleri kadar tehlikeli olan, bu örgütleri taşeron olarak kullanan, işlerini bu örgütler üzerinden yürütenler,

Ülkemizde terör örgütlerinin hamiliğini yapanlar ve bu hamilerle siyaseten işbirliği içinde olanlar aynı suçun faili olarak görülmeli ve de gündemde tutularak ifşa edilmelidir.

Dolayısıyla sadece teröristi etkisiz hale getirmek yetmiyor. Onları besleyen ve onlarla iş birliği içinde olanların da etkisiz hale getirilmesi gerekiyor. Siyasi temsilcileri gibi…

Unutmayalım!

“Aydınlanmayan her terör olayı, devamında, bir başka terör olayına zemin hazırlar…”

Devletin bugünden sonra Hatay’ın durumunu ve sorunlarını daha ciddi ele alması gerekiyor.

Çünkü Hatay, Akdeniz’in en doğusunda doğal bir liman olan İskenderun Limanı ve Kıbrıs’a yakınlığı ile lojistik sektörü açısından Türkiye’nin en önemli merkezlerinden biridir. 

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş;

“Suriyelilerin büyük bölümünün kentte esnaflık yaptığını… Bazı mahallelerde Suriyeli esnaf sayısının, Türk esnaf sayısından fazla olduğunu… Kentte her 4 kişiden 1’inin Suriyeli olduğunu… Hatay’ın ekonomik, psikolojik ve sosyolojik açıdan sıkıntılar yaşadığını… Suriyeli göçünden sonra gençlerin işsiz kaldığını” dile getiriyor.

Suriyelilerden kaynaklanan nüfus artışına karşılık, “Hatay’da referandum yapalım Suriye çıkar. Suriyeli nüfusu Hatay’ı Türkiye’den koparabilir.” iddiasında bulunanlara kulak verilmelidir…

Hatay’ın huzuru ve sağlıklı bir kent olabilmesi, bölgedeki Suriyelilerin durumuyla alakalıdır… Şimdi bütün yöneticilere şu soruyu yöneltiyorum; Hatay’ın demografik yapısı değişti ve değişmeğe devam ediyor… Bu değişim kontrolünüzde mi?

Hatay’da ki yerleşik nüfusun başka illere göç ettiği şeklindeki haberleri takip ediyor musunuz? Zamanla azınlık durumuna düşecek olan yerleşik nüfus için neler yapmayı planlıyorsunuz?

Hatay’daki yangın söndürüldü ama içten içe devam eden bir başka yangın var.

Bu tam da teröristlerin istediği ortam.   

Bu yangının sonlandırılması için yapılacaklar, bir an evvel hayata geçirilmelidir.