DAVAMIZ; VİCDANİ, İNSANİ VE MİLLİDİR!..

DAVAMIZ; VİCDANİ, İNSANİ VE MİLLİDİR!..

Başarının sırrı her şeyden önce hazırlıktır… İnsanın bir şeyi elde etmesinin en önemli yolu kazanacağına olan inancı ve planlı olmasıdır. Kendi gücünüzü, neyle mücadele edeceğinizi, neye rağmen başarılı olunabileceğini önceden görebilmeniz gerekir. Hele de bu bir ülke meselesi ise.

Savaşın beş kuralı vardır: Ölçme, değerlendirme, hesaplama, kıyaslama ve zafer.”

Planlarınızı yaparken tarihsel hafızaya sahip olmanız; karşınızda ki düşmanın emellerini ve kuvvetini bilmeniz çok önemli. Tarih yaşanır, hafıza yaşatır.

Rusya’nın göz göre göre, askerlerimizi hedef alması böyle bir plansızlığın ve bilinmezliğin neticesidir. İdlib’de veya Suriye’de tek muhatabımız Rusya iken, muhatabımızı hiç tanımıyormuş, hegemonik devlet geleneğini bilmiyormuş gibi hareket etmek çok büyük bir eksiklikti.

Diyeceğim o ki, bugün Rusya’nın Ortadoğu’da yeni hegemonik güç olma sevdasını ve Suriye konusunda ki ısrarını iyi anlamak lazımdır. Muhtemelen bu sevdadan da hiç vazgeçmeyecektir.

Suriye savaşını kullanarak Ortadoğu bölgesinde etkin hale gelmesi Rusya’yı, İran’a ve Mısır rejimine yaklaştırmış, büyük silah antlaşmaları ile bölgeyle bağlarını kuvvetlendirmiştir. Amerika’nın yaklaşan seçimler yüzünden Suriye’den uzak durması ve belirsiz politikaları Rusya’nın önünü fazlasıyla açmıştır.

Geç kalınmışlık sadece Rusya’nın tavrını bilememek konusunda değil. Nato dâhil, dünya kamuoyundan yeterince destek alınamıyor olması… Türkiye’nin hangi şartlardan dolayı Suriye’de olduğunu “Sınırımızda makul bir güvenli bölge kurma amacımızı da” anlatamamış olmamız başka bir geç kalınmışlıktır. Bu sonraki hamlelerimizde bizi daha fa yalnız bırakabilir.

Sonuçta, düşmanı ve kendinizi iyi biliyorsanız, yüzlerce savaşa bile girseniz sonuçtan emin olabilirsiniz. Kendinizi bilip, düşmanı bilmiyorsanız, kazanacağınız her zafere karşın yenilgiyle de tanışabilirsiniz.

Diğer bir konu sığınmacılar.

Övünerek ev sahipliği yaptığımız Suriyeli ve diğer göçmenlerin gitmesi için açtığımız kapılar yarın başımıza iş açmaz bizi, mağdurken suçlu durumuna düşürmez inşallah. Bugünden itibaren dünya kamuoyuna, mağduriyetimizi daha açık dille anlatmalı ve asla geri adım atmamalıyız. Bu konu, sınır güvenliğimiz kadar önemlidir çünkü.

Sonuçta, başlattığımız “Bahar Kalkanı Harekâtı” ile Türkiye, dostuna, düşmanını bakmadan ülke menfaatleri doğrultusunda ilerleyecek ve başarıya ulaşacaktır.

Türk Milleti harekâtın ve haklı davasının sonuna kadar arkasındadır.

Yeter ki, Suriye ve İdlib konusunda stratejik, planlı, kararlı “vicdanî, insanî ve MİLLİ” bir mücadele örneği verilsin.

Atatürk’ün dediği gibi, Türk milleti, kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan girişimcileri, kurulları güçlükler karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek şeref duygularıyla donanmıştır.” Yeter ki size inansın.

“Oğuz’un, Fatih’in, Atatürk’ün başbuğluğunu yaptığı bu şanlı Türk ordusunu muzaffer eyle Allah’ım!”

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

5 × four =