BAKAN YANIK’A SORUYORUM, “ÇOCUK YÜREĞİNDEN DAHA ANLAMLI MAKAM VAR MI?”

BAKAN YANIK’A SORUYORUM, “ÇOCUK YÜREĞİNDEN DAHA ANLAMLI MAKAM VAR MI?”

Ülke gündemi sanal para vurgunu ve Biden’in hadsiz soykırım suçlamasıyla sarsılırken, ben gündemime yarınlarımızın tek belirleyicisi olan çocuklarımızı almak istedim.

Dünyada çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke olarak “Atamızın sayesinde” duyduğumuz gururu bir kez daha ifade etmek isterim.

23 Nisan günü çocuklarımız, bu anlamlı hediyenin bilincindeydi de, büyükler, egemenliğin ve çocukların ne kadar kıymetli olduğunun idraki içindeler miydi acaba? 

Siyasiler makamlarına oturttukları çocuklar ile kurgulanmış bayram mesajı verirken, asıl bayramın çocuklar ve yürekleri olduğunu, mesajlarını ona göre vermeleri gerektiğini yine bilemediler. 

Bunu anlayamadıkları için olacak, çocuklara kıymet verdiğini iddia eden Sayın Bakan, yanlış söylemlerle çocuklarımızın yüreğini acıttı.

O gün o resimde, sevgi yoktu! 

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla koltuğunu devrettiği çocuğumuzun “çocuk evinde” kaldığını söylerken, (sonradan kendince mazeretler üretse de) büyük bir yanlış yapmıştır.

Hâlbuki çocukluk insan hayatının şekillendiği, en önemli gelişimsel dönemlerinden biridir. 

“Ve her çocuk kişisel, korunmaya muhtaçtır. İşte bu nedenle çocuk hakları, insan haklarından ayrı olarak uluslararası hukukta özel anlaşmalarla güvence altına alınmıştır…”  


Çocuk koruma kanununa göre, verilen koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının uygulanması hakkında ki yönetmelik maddesi der ki, 

Madde 26- (1) Çocuklara ilişkin koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının alınması ile uygulanmasına ilişkin tüm süreçlerde çocuğun avukatı hariç olmak üzere çocuğun kimliği, adresi, fotoğrafları, yaşadığı travmalar gibi çocuğa ve yakınlarına ait her türlü bilgi ve bu bilgilerin yer aldığı rapor ve belgeler ile kayıtlar gizili tutulur.”

O resimde sadece hak ihlali yok!  Bir de çikolata meselesi var! 

Bizim geleneklerimize göre çocuklar özellikle bayramlarda, şeker ve çikolata ile sevindirilir. Sayın Bakan o gün, bir çikolatayı bile kendi siyasetine göre şekillendirip, erteleyebildi.  

Ne yani çikolata ikram edilse çocuğumuz oracıkta yiyecek miydi?  

Bence siyaset çocukları, kendi makamlarına oturtmak gibi bir gösteriden artık vazgeçmeli… İlla da “buluşma, kaynaşma ve empati kurma gibi” düşünceleri varsa, onlar, çocukları ziyaret etmeli… Okul sıralarına oturup çocuklar için neler yapabileceklerini ya da neler planladıklarını anlatmalı.

Demem o ki, amacınız çocukları mutlu etmek ise bu salgın ortamında çocuklarımızı gülümsetecek, hayatlarını kolaylaştıracak eylemler ve düşünceler ortaya koymalısınız.

Makamlarınıza oturttuğunuz çocukların, ezberletilmiş söylemlerine cevap vererek günü geçiştirmek yerine, çocuklarla çocuk olup, onların 23 Nisan anılarında güzel izler bırakmalısınız.

Çocuklar sizin makamınıza değil, siz onların makamına misafir olmalısınız. Çocuk bayramı nasıl kutlanır; sevgi, saygı, Ata’ya minnet nasıl ifade edilir? Onlar size gösterir.  

Çocukların kalbine girmeyi başaramayanlar, 23 Nisan’ın önemini ve çocukların kıymetini bilemez.  Bu bayramı çocuklara hediye ederek, çocukları mutlu etmeyi başaran ve onların gönlüne taht kuran Atatürk’ü ise hiç anlayamaz. 

(Sayın Bakan’ın yerinde olsam, bu vakitten sonra çeşitli mazeretlerle kendimi savunmak yerine, “Türk bayrağı, çikolata ve balondan oluşan” bir hediye paketi ile çocukların gönlünü almak gibi güzel bir eylem içinde olurdum.) 

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

thirteen − ten =