TRABZON HALKI BU EMEĞİ GÖRMELİ!..

TRABZON HALKI BU EMEĞİ GÖRMELİ!..

Anadolu Kadınının, bir olaya inanması ve sorumluluğunu hissetmesi yeter, üstesinden gelemeyeceği hiç bir şey yoktur; hele de çocukları için, ülkesi için, sevdikleri için.
Hafta sonu Trabzon’un Kireçhane köyündeydim; kadınların ortaya koyduğu emeği görünce “işte Atatürk’ün hayranlıkla söz ettiği Anadolu kadını, kahraman kadınlar bunlar” dedim.
Uzun zaman özlediğim hayalini kurduğum bir manzara; köy kadınları, kendi ürettikleri ürünlerini ve el emeklerini köy meydanına kurdukları pazarda satıyorlar. Ve hepsinin yüzünde, havanın soğukluğuna rağmen başarmış olmanın huzuru ile sıcacık bir gülümseme var…
Tezgâhlarında neler yoktu ki, kendi elleriyle ve özenle pişirdikleri yemekleri ve ekmekleri, süt, tereyağı, peynir, turşu, bahçelerinde yetiştirdikleri tazecik sebzeleri…Meydan çok renkli.
Trabzon halkı için, en doğalından kurulan kahvaltı sofraları…
Bir tarafta mis gibi gözleme kokusu, bir tarafta dostların bir masa etrafında ki, muhabbet havası…
“Bu güzelliği kim hayata geçirdi?” diye sorunca, bir tezgâhın başında ki kadını işaret ettiler; adı, Ayşe Kurban.
Evet tek bir kadın, onlarca kadını yapabileceklerine inandırarak, etrafına toplamış ve bir başarı hikayesi yazmış. Bugünlere nasıl geldiğini sorunca, üç yıllık bir emeği, bir solukta anlattı.
Yani bu muhteşem pazar, öyle kolay ortaya çıkmamış.
Ayşe hanım,üç yıl uğraştım. Defalarca belediyeye gittim. Pes etmedim. Köyde ki evleri tek tek dolaştım. Düğünlere gittim masa masa dolaştım anlattım. Cenazelere gittim anlattım. Otobüslerde kimi bulduysam anlattım. Yetmedi okullara, yetkili kurumlara, derneklere ulaştım. Olmaz diyenleri ikna ettim.” diyor … Daha neler anlatmıyor ki, “kadınlarımız üç beş kuruş için kentlere gidip çalışıyorlar. Hâlbuki köylerinde, kendi kazançlarıyla geleceklerini güvence altına alabilir, ailelerine katkı sunabilirler.” diyor
O, çalışarak, yorularak ve üreterek kadının nelere sahip olacağını, neleri başaracağını idrak etmiş bir Karadeniz kadını.
Yaşadığı yere aşkla bağlı, kadın olmanın hususiyetlerini fazlasıyla üzerinde taşıyan, fedakâr ve mücadeleci…
Kadının gerektiğinde evin ekonomi bakanı olabileceğini keşfetmiş, gözü kara ve dik duruşlu…
90 yaşına da gelse şöyle bi oturup soluklanmayan, dağ, dere, tepe, yayla koşturan, şartlar ne olursa olsun çocukları için engellerin önünde duran ve direnen binlerce Karadeniz kadınından biri.
Trabzon halkına bu güzelliği yaşamalarını tavsiye ediyorum… Hani sık sık organik diye konuşanlar var ya, asıl doğallık burada işte…
Lakin benim asıl dikkat çekmek istediğim bir konu daha var.
Pazar önemli bir olayı daha gerçekleştiriyor; köy kadınları artık inek, tavuk satın almaya başlamışlar. Üretimin kaynağını oluşturma çabası içindeler. Bahçeler canlanmış. Ahırlar yeniden kuruluyor. Bu hareketlilik, köyden, kente “göç” olayına da dur diyecek kadar değerli.
Pazarın bütün kadınlara mesaj net!
Özünüze ve yaşadığınız yere sahip çıkın. Değerlerinizin tükenmesine ve tüketilmesine seyirci kalmayın. Çocuklarınızın geleceği ile ilgili kaygılarınızı paylaşın. Ve her konuda birbirinize destek olun.
Ayşe Kurban hanıma ve diğer emekçi kadınlara, ona desteğini esirgemeyen herkese; kurumlara, kadın derneklerine, özellikle (Yaşam Kadın Merkezi Derneğine, Ortahisar Kireçhane Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğine, Köstereli Ailesine, Kireçhane eşrafına) ayrı ayrı teşekkürü bir borç biliyorum.
Bu çalışmanın bütün kadınlara ve köylere örnek olmasını diliyorum.
 

Bu gönderiyi paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

five × 3 =